Rusya yaptırımları: Türkiye bir enerji üssü olacak mı?
Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’dan deniz yoluyla ham petrol ithalatına uyguladığı ambargo Pazartesi günü yürürlüğe girdi. Ambargo kapsamında, Avrupalı alıcıların Rus petrolünü satın alması ve taşıması yasaklandı. Şubat 2023’te petrol ürünleri ithalatının durdurulması bekleniyor. Sanayileşmiş ülkelerin oluşturduğu G7 ülkeleri (ABD, İngiltere, İtalya, Fransa, Japonya ve Kanada) da Rusya’nın deniz yoluyla ihraç ettiği petrole tavan fiyat uygulayacak bir mekanizma geliştirerek petrol ihracat gelirlerini sınırladı. Rusya’nın değerli gelir kaynağı. AB, G7 ülkeleri ve Avustralya’nın hafta sonu kabul ettiği tavan fiyat uygulaması ambargoyla birlikte yürürlüğe girdi.
Öte yandan Rus tarafı, petrolü sadece piyasa koşullarında satacağını ve tavan fiyat uygulayan ülkelere petrol tedarik etmeyeceğini açıkladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de bu tür kısıtlamaların piyasa enstrümanlarına müdahale amaçlı olduğunu ve Rusya’nın piyasa koşullarında çalışmaya hazır ülkelerle yoluna devam edebileceğini söyledi.
Türkiye, Batılı ülkelerin yaptırım kararları sonrası Rusya’nın ticari ilişki geliştirdiği ülkelerden biri. Bazı uzmanlar, ambargoların Türkiye’yi enerjide geçiş ve üs ülkesi olarak da öne çıkarabileceğini düşünüyor.
Peki bu ne kadar mümkün?
Türkiye-Rusya ticareti savaştan bu yana arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Rusya’nın Türkiye’nin toplam ihracat ve ithalatındaki payı işgal sonrası önceki dönemlere göre arttı. Rusya’nın Türkiye’nin toplam ihracatındaki payı Ocak-Ekim 2021 döneminde yüzde 2,5 iken, 2022 Ocak-Ekim döneminde yüzde 3,3’e yükseldi. -2021 ve 2022 aylık dönemleri.
İkili ticaretin artması üzerine ABD Hazine Bakanlığı, 22 Ağustos’ta Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’ne (TÜSİAD) bir uyarı mektubu göndererek Türk şirketlerini yaptırım uygulanan Ruslarla çalışmamaya çağırdı. ABD Hazine Müsteşar Yardımcısı Wally Adeyemo tarafından yazılan mektupta, “Yaptırım uygulanan Rus kurum ve kuruluşlarıyla ilişkilerin Türkiye’nin finans kurumlarını ve işletmelerini yaptırım riskine maruz bırakabileceğini lütfen unutmayın.”
DW Türkçe’ye konuşan ihracatçılar, ABD’den gelen mektup uyarısı nedeniyle ihracat konusunda çekincelerinin devam ettiğini söylüyor. Ancak ihracatçılar, bu mektuptan sonra ABD’den kendilerine somut bir talep gelmediğini de belirtiyor.
Rusya’nın geçen Şubat ayında Ukrayna’yı işgalini başlatmasının ardından ABD, Rus şirket ve şahıslarına yönelik yaptırımlar açıkladı.
“Türkiye bir enerji üssü olabilir”
Türkiye, AB ve ABD’nin yaptırım baskılarına direniyor. İkili ticari ilişkilerin gelişmesiyle birlikte yürürlüğe giren petrol ambargosu da Türkiye için riskli bir fırsat sunuyor. DW Türkçe’ye konuşan Tera Investment Başekonomisti Enver Erkan, AB ambargosu ve fiyat tavanı ile Rus petrolünün talep sorunu yaşamasının kaçınılmaz olabileceğini söyledi. Rusya’nın gücünü dost pazarlara aktarmanın yollarını aradığını belirten Erkan, “Türkiye’yi enerji üssü haline getirmek de Putin’in planlamasının bir parçası. Avrupa ile doğrudan çalışamayan Rusya, Türkiye’yi bir tedarik merkezi olarak öne çıkarabilir. Bu da Türkiye’yi etkileyecektir, “Enerjide transit ve üs ülkesi olabilir. Birçok Avrupa ülkesi de Türkiye üzerinden enerji alabiliyor.”
Putin ayrıca geçen Ekim ayında Türkiye’nin Rusya’dan Avrupa ülkelerine ulaşan doğal gazın toplanıp dağıtıldığı bir güç üssü olabileceğini de söylemişti.
Rusya ve Türkiye, Mavi Akım ve Türk Akımı doğal gaz boru hatlarıyla doğrudan ilişkilidir. Mavi Akım doğal gaz boru sınırı, Rus doğal gazını üçüncü ülkeleri atlayarak Karadeniz üzerinden Türkiye’ye doğrudan ulaştırmayı amaçlıyor.
Geçen yıl sonuna kadar Mavi Akım ile 15,98 milyar metreküp gaz ulaştırıldığını belirten Erkan, “Bu, otoyolun hizmete girdiği 2003 yılından bu yana yıllık ulaşılan en yüksek rakam. 2020’de Putin ve Recep Tayyip Erdoğan teslim edecek. Her biri 15,75 milyar metreküp. “İki metreküp kapasiteli iki koldan oluşan Türk Akımı doğal gaz boru hattını resmen hizmete açtılar. Bu kollardan ilki Rus gazının Türk tüketicilerine arzı için, ikincisi ise Güney gazının arzı için. ve Güneydoğu Avrupa ülkeleri.”
“Aşırı bağımlılık ulusal güvenliği tehdit ediyor”
DW Türkçe’ye konuşan enerji politikası uzmanı Necdet Pamir, Türkiye’nin bir yandan NATO üyesi olduğunu ve NATO ile birlikte hareket etmesi gereken durumlar olduğunu, diğer yandan güç açısından Rusya’ya aşırı derecede bağımlı olduğunu belirtiyor. Pamir, son bilgilere göre Türkiye’nin önceki yıllara göre ham petrol ve ürünlerinde yaklaşık yüzde 45 ile Rusya Federasyonu’na giderek daha fazla bağımlı hale geldiğini söylüyor. Doğal gazda Rusya’ya bağımlılığın yüzde 45 olduğunu belirten Pamir, taş kömüründe yüzde 39 ile Rusya’nın Kolombiya’dan sonra Türkiye’nin bu alanda en bağımlı olduğu ülke olduğunu belirtiyor.
Pamir, “Herhangi bir ülkeye aşırı bağımlılık ekonomi ve dış politika açısından her zaman ayağınıza gelir ve ulusal güvenliğinizi tehdit eder” diyen Pamir, “Ama ne yazık ki bu durum belli sebeplerden dolayı hem ekonomik hem de dış politika açısından var. Önceki hükümet ve şimdiki hükümet ile şeffaf olmayan, yani kontrolsüz bir ilişki kurmak kolaydır. Batılı ülkelerle öyle ya da böyle ticaret yapmanın belli kuralları var. Ancak bazı şeyleri Rusya ile halletmek daha kolay” dedi.
Türkiye’nin, Rusya petrolüne uygulanan tavan fiyat uygulamasının yanı sıra AB ve ABD’nin uzun süredir devam eden ambargolarına bakarak, Türkiye’nin Çin ve Hindistan gibi avantajlı fiyatlarla taş kömürü ve petrol ve petrol ürünleri aldığına işaret eden Pamir, ” Şu anki iktidar akıllı bir şekilde bundan zevk alıyor, Brent petrolü 25, 30 dolar daha düşük fiyattan alıyor, neden vazgeçsin, taşkömürü, doğalgaz için de aynı şey, normalde kimse suçlayamaz, biz değiliz. Avrupa Birliği üyesiyiz, mecbur değiliz ama kolunuzu bükerler mi nedense?” diyor.
Öte yandan ucuz alımın halka yansımadığının altını çizen Pamir, hükümetin bu politikasını sürdürdüğüne dikkat çekiyor.
“Abanın altında sopa gösteriyorlar”
Pamir, “Peki AB ve ABD bu durumda Türkiye’nin kolunu dikebilir mi, bükebilir mi? Tabii ki bükmek istiyorlar, altında aba sopa gösteriyor. Bunun en zor boyutu S-400’ler” dedi. Pamir. Konum sahibi olduğunu, bir yere kadar iletişimi sağlayabildiğini, bazen Batı’nın talepleri doğrultusunda bir şeyler üretebildiğini belirtiyor. “Dolayısıyla baş aktör kollarını kıvıracak Amerika Birleşik Devletleri’dir. Ama onlara baktığınız zaman kafalarını kaldırıp Türkiye ile anlaşmalarına gerek yok. Bir yanda gidişat havası var. Pamir, “Türkiye’deki seçimlerin hesabını yapıyorlar herhalde” diyor.
Necdet Pamir ise Putin’in Türkiye’nin bir güç üssü haline gelebileceği açıklamasını tamamen siyasi buluyor. Pamir, “Biz transit bir ülkeyiz, Azerbaycan gazını alıyorsunuz, ihraç etme hakkınız yok. Yunanistan’a çok küçük bir hacim veriyorsunuz, bunun bir anlamı bile yok. Dolayısıyla yeterli depolamanız olmalı” diyor. Hub olma kapasitesi, aldığınız gazın satışı için de anlaşmalar olmalı.”
İthalat ve ihracatta artış
Türkiye İstatistik Kurumu ve Ticaret Bakanlığı iş birliğinde genel ticaret sistemi kapsamında üretilen kesintili dış ticaret verilerine göre Rusya, Ekim ayında Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı dördüncü ülke oldu. Rusya’ya 1 milyar 146 milyon dolar ihracat yapıldı. Ocak-Ekim aylarını kapsayan 10 aylık dönemde Türkiye’nin Rusya’ya ihracatı 2021-22 ortasında yüzde 48,9 artarak 6,88 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu miktar 2021’in 10 aylık döneminde 4,62 milyar dolardı. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre geçen yılın Ocak-Kasım döneminde Rusya’ya 4,7 milyar dolar ihracat yapılırken bu rakam yüzde 41 artarak yüzde 6,7 oldu. Bu yılın 11 ayında milyar dolar
Yılın 11 ayında Rusya’ya ihracat yapan ilk beş sektör; 1 milyar 256 milyon dolarla kimyevi maddeler ve mamuller, 920,7 milyon dolarla yaş meyve ve sebzeler, 658,9 milyon dolarla makine ve aksamları, 608,8 milyon dolarla otomotiv ve 396,9 milyon dolarla tekstil ve hammaddeler oldu. sıralanmış Aynı dönemde 304,6 milyon dolar su işleri, 286 milyon dolar hazır giyim ve dokuma, 267,8 milyon dolar iklimlendirme sanayi, 206,3 milyon dolar hububat ve bakliyat, 145,3 milyon dolar çelik ihracatı gerçekleşti.
Savaştan sonra aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı önemli Avrupa ülkelerinin Rusya’dan yaptığı ithalat artmaya başladı. DW Türkçe’ye konuşan Tera Yatırım Baş Ekonomisti Enver Erkan’a göre Rusya’dan yapılan ithalatta durum daha farklı ve daha keskin. Bunun en önemli nedeni ise enerji fiyatlarındaki hızlı artış.
Türkiye’nin ithalat rakamlarına bakıldığında ilk sırayı Rusya’nın aldığı görülmektedir. Ekim ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 4 milyar 989 milyon dolar olurken, Ocak-Ekim döneminde ithalat 49 milyar 626 milyon dolara ulaştı. Türkiye, 2021 yılının Ocak-Ekim döneminde Rusya’dan 22,61 milyar dolar ithalat yapmıştı. Bu, savaş öncesine göre yüzde 119,5’lik bir artışa, yani ithalatın iki katına çıktığına işaret ediyor.